17 Ekim 2015 Cumartesi

Sezaryenle anka kuşu ve tayyar ahmet beyler

Sonsuzluk çok da derin değilmiş aslında cesaretin aptallıkla arasındaki çizgi de nitekim.

Aldanmak mı zor aldatılmak mı yoksa hiçbir şeyi bilmediğinin yegane bilgisiyle ısrarla küllerden doğmaya çalışmak mı?

Ne ben anka kuşu ne sen külü yapan ateş anladım da aldanmayı anlayamadım. Anlatamadım da boşlukta asılı kalıverdi yine kelimeler iyi mi?

Sonun sonsuz katı ve integralini alırsan çarpanlarımın... Neyse böyle de olmayacak anlamsız kaldık iyi mi?

Bir anlaşılmazlıkla yaşadık bir ve de buçuk katı yıl. Kaskatı olduğumu zannedenle ve onun kırılgan camdan ,yo hayır kristalden, tadıyla...

Özetle: neden?

4 Nisan 2015 Cumartesi

kaçış

Zamanın kendisini bizden çok öldürdüğü dogrudur. Uzun zaman oldu. Uzun zaman sevdim bu sefer cesaret bile ettim sevmeye. Herseye yetecegini dusundugum mücadelem sevmeye yetti. Yarı yarıya.  Mutluluk kozasından çıktı ve kanat açtı göğe.  günün sonunda kapatacak gozlerini sonsuz göğe. Kaçtım. Yine. Kendimden. Kaçıyorum. Ne zaman düşlesem uzaklaşıyorum. Unutuyorum
 Hafızam oyunlar oynuyor ya da. Karların beyazlığında eskitiyorum karanlığımı. Söylemedi kimse ne zor olduğunu zamanın, ne zorlandığını.

Mutluluk? Kelime anlamına girmek kadar gereksiz nedensiz gülümseyen mutluluk. Yaşam iplerini koparmışken ısrarla tutunmak uçuruma. Hani olur ya bir an düşer jeton ve bir boşluk doğar içine. Ne yapar insan?

Bilmiyorum hiçbir şeyi.  Umutsuz değilim.  Mutsuz? Belki.

büyümeye çalışıyorum.  Belki fazlaca büyüyorum. Anlamsız kelimeler anlam kazanıyor gözlerinde, kirpiklerin altını çiziyor mühim bulduklarını. Bir başka bitiş indirecek mi bayrağını başlangıca? Bekle zamanım. belki yol bu defa kendi gelir ayaklarınızımızın dibine.